kurana arz

Suistimal Edilen Bir Yöntem: Kuran'a Arz ve hadislerin Kuran'a aykırılık iddiası:

İki ayeti kerime taban tabana zıt olamayacağı gibi sahih bir hadisi şerif ile de Kuranı Kerim’in taban tabana zıt olmaması gerekir. Ancak bu konu oldukça dikkat isteyen ve ilmî birikim gerektiren bir sahadır. Görünürde bazı ayetler dahi birbiriyle çelişkili gözükebilmektedir ki bu sebeple Kuran ilimlerinden biri olan Müşkilu'l-Kuran ilmi doğmuş, bu sahada ciddi eserler verilmiştir. Hakikatte çelişki olup olmadığı ise Kuran-Sünnet bütünlüğü çerçevesinde ilmî, ciddî ve samimî yaklaşımla ortaya konur. Hadisçiler ve fıkıhçılar tarihte bu metodu hadisleri değerlendirmede kullanmışlardır.  

Ancak günümüzde, hayli sübjektiflik arz eden bu metodun aceleci, gayri ciddî ve gayri ilmî bir yaklaşımla sahih hadislerin sanki bazı ayetlere aykırıymış havası verilerek reddedilmesi amacıyla suistimal edildiği görülmektedir. Ör. kader inancını ortaya koyan sahih hadisler sanki insanın cüzi iradesine, mesuliyetine işaret eden ayeti kerimelere tersmiş gibi takdim edilerek reddedilmektedir.  Kuran dışında pek çok hissî mucizeyi haber veren sahih hadisler de Mekkeli müşriklerin keyfî mucize taleplerini reddeden ayeti kerimeye istinaden reddedilmek istenmektedir. Görüldüğü gibi, bazı ayeti kerimelere yanlış manalar yüklenip sahih hadislerle çelişkiliymiş gibi bir izlenim sağlanıp bu hadislerin reddine bir gerekçe üretilmektedir. Bunun ise ilmî hiçbir tarafı olmayıp sunî bir gerekçeyle dinin sahih unsurlarını bünyesinden sökmek anlamına gelmektedir. Üstelik kader, şefaat ve mucizelerle ilgili aynı ayetleri 14 buçuk asırdır inceleyen âlimlere kapalı kalan bu aykırılık iddialarını günümüzde bir takım insanların bir anda keşfetmeleri,  ayetleri ne kadar keyfî ve sübjektif yorumladıklarını ispat etmektedir. Kurana aykırıymış gibi sunulan bu örneklere benzer 100 tane hadisin hakikatte aykırı olmadığına dair ilmî izahlar Prof. Dr. Yavuz Köktaş’ın aşağıdaki kitabında bulunabilir.

Arz metodun bazı eksiklik ve sakıncaları da mevcuttur. Bunları aşağıda zikredilen makalesinde etraflıca ele alan Prof. Dr. Kamil Çakın şu hususlara dikkat çeker: i) Vahyin Kuranı Kerim’le sınırlı olmamasından ve Allah Resulü’nün müstakil teşri yetkisinden dolayı hukukî, ahlakî ve metafizik pek çok konuda arz metodu tam bir ölçü olmamaktadır. İi) hadisler Kuran’ın açık ve kesin nassına arz edilmelidir. İii) Kuran ve hadis görünüşte çatıştığında aralarında cem ve telif (makul bir izah ile aradaki zahirî çelişkinin giderilmesi) imkânı bulunabilir. İv) Ravinin hatasından kaynaklanan çatışma, hadisin doğru şeklinin ortaya çıkması ile giderilebilir. Örneğin Hz. Aişe validemiz “Uğursuzluk evde, kadında ve binektedir” şeklinde hatalı nakledilen rivayeti şöyle düzeltmiştir: “Resulullah (sav), “Cahiliye Arapları uğursuzluğun evde, kadında ve binekte olduğunu söylerlerdi.” demişti.” Dolayısıyla acele edilmeyerek hadisin doğru bir aslının bulunabileceğini düşünmek gerekmektedir. Çakın sonuç olarak arz metodunun tek başına fonksiyoner olmayacağını ve yukarıda sıralanan sakıncalarının dikkate alınması gerektiğini belirtir.

Prof. Dr. Yavuz Köktaş, Kuran’a Aykırı Görülen Hadisler

Prof. Dr. Kamil Çakın, Hadisin Kuran’a Arzı Meselesi